- Konu Yazar
- #1
Günlük hayatımızda kullandığımız elektrikten ısınmaya, ulaşımdan üretime kadar her şeyin arkasında enerji var. Peki bu enerjiyi nasıl elde ettiğimizi ve hangi kaynakların geleceğimiz için daha avantajlı olduğunu hiç düşündünüz mü?
Hayatımızdaki enerjiyi ya yenilenebilir kaynaklardan ya da yenilenemez kaynaklardan sağlıyoruz.
Yenilenebilir enerji, doğanın bize sunduğu, tükendikçe tekrar kendini yenileyen kaynaklardan üretiliyor. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidroelektrik (barajlardan elde edilen), biyokütle (organik atıklardan enerji üretimi) ve jeotermal enerji (yer altı sıcak su ve buhar) bunların başında geliyor. Bu kaynaklar çevre dostu, karbon salınımı düşük ve uzun vadede daha sürdürülebilir. Örneğin, Türkiye, güneşlenme süresi açısından Avrupa’nın birçok ülkesinden çok daha şanslı. Yani çatımıza güneş panelleri takarak hem kendi elektriğimizi üretebilir hem de fatura derdini azaltabiliriz.
Doğada sınırlı rezerve sahip olan yenilenemez enerji kaynakları ise kömür, petrol, doğalgaz ve nükleer enerjiyi kapsıyor. Sanayi devriminden beri hayatımızın merkezindeler ama ciddi bir dezavantajları var: Karbon salınımı ve çevre kirliliği. Üstelik ithalata bağımlı olduğumuz için fiyatlar küresel krizlerden hemen etkileniyor.
Ülkemizin enerji ihtiyacının çoğu, hâlâ yenilenemez kaynaklardan elde ediliyor. Bu da hem ekonomik hem de çevresel açıdan bizi zor durumda bırakıyor. Bu nedenle son dönemlerde yenilenebilir enerji projelerine daha fazla önem veriliyor. Özellikle rüzgar türbinleri ve güneş santralleri, hem istihdam yaratıyor hem de dışa bağımlılığı azaltıyor.
Gelecekte enerjide tamamen kendi kendine yeten bir ülke olabilmemiz için yenilenebilir kaynakları daha fazla kullanmamız şart. Evinize güneş paneli kurmak, enerji tasarruflu cihazlar tercih etmek ya da yerel yönetimlerin yenilenebilir projelerini desteklemek küçük ama etkili adımlar olabilir.
Kısacası, güneş, rüzgar ve su gibi bedava ve temiz kaynaklar varken hem cebimize hem de dünyamıza zarar veren fosil yakıtlara bağımlı kalmak pek mantıklı değil. Gelecek, doğa ile uyumlu enerji sistemlerinde!
Yenilenebilir enerji, doğanın bize sunduğu, tükendikçe tekrar kendini yenileyen kaynaklardan üretiliyor. Güneş enerjisi, rüzgar enerjisi, hidroelektrik (barajlardan elde edilen), biyokütle (organik atıklardan enerji üretimi) ve jeotermal enerji (yer altı sıcak su ve buhar) bunların başında geliyor. Bu kaynaklar çevre dostu, karbon salınımı düşük ve uzun vadede daha sürdürülebilir. Örneğin, Türkiye, güneşlenme süresi açısından Avrupa’nın birçok ülkesinden çok daha şanslı. Yani çatımıza güneş panelleri takarak hem kendi elektriğimizi üretebilir hem de fatura derdini azaltabiliriz.
Doğada sınırlı rezerve sahip olan yenilenemez enerji kaynakları ise kömür, petrol, doğalgaz ve nükleer enerjiyi kapsıyor. Sanayi devriminden beri hayatımızın merkezindeler ama ciddi bir dezavantajları var: Karbon salınımı ve çevre kirliliği. Üstelik ithalata bağımlı olduğumuz için fiyatlar küresel krizlerden hemen etkileniyor.
Ülkemizin enerji ihtiyacının çoğu, hâlâ yenilenemez kaynaklardan elde ediliyor. Bu da hem ekonomik hem de çevresel açıdan bizi zor durumda bırakıyor. Bu nedenle son dönemlerde yenilenebilir enerji projelerine daha fazla önem veriliyor. Özellikle rüzgar türbinleri ve güneş santralleri, hem istihdam yaratıyor hem de dışa bağımlılığı azaltıyor.
Gelecekte enerjide tamamen kendi kendine yeten bir ülke olabilmemiz için yenilenebilir kaynakları daha fazla kullanmamız şart. Evinize güneş paneli kurmak, enerji tasarruflu cihazlar tercih etmek ya da yerel yönetimlerin yenilenebilir projelerini desteklemek küçük ama etkili adımlar olabilir.
Kısacası, güneş, rüzgar ve su gibi bedava ve temiz kaynaklar varken hem cebimize hem de dünyamıza zarar veren fosil yakıtlara bağımlı kalmak pek mantıklı değil. Gelecek, doğa ile uyumlu enerji sistemlerinde!
Moderatör tarafında düzenlendi:
